Üç ay önce yeni albümünü çıkaran Bengü, “Çok zorlayıp dişi olmaya çalışsam da sevimli bir tip olduğumu düşünüyorum. Ama 30'umdan sonra insanlar dişi tarafımı da görsün istiyorum” diyor
Kariyerinin 7. albümü ‘Dört Dörtlük’ü 3 ay önce çıkaran Bengü, en çok satan ve konser veren sanatçılardan biri. Bugüne kadar adı tek bir sansasyona karışmayan Bengü, 13 yıldır sadece şarkı söyleyerek başarılı oldu. Sesi ve yorumunun yanı sıra güzelliğiyle kendisine geniş bir hayran kitlesi oluşturan Bengü, artık dişiliğinin de görülmesini istiyor.
*** Aileniz ve yakın dostlarınız dışında kimin için çok özel bir insansınız?
Binlerce hayranım için özel biri olduğumu düşünüyorum. Görüştüğüm insanların sayısı çok fazla değil. Yeni insanları çok fazla hayatımın içine alamıyorum. Belli bir nedeni yok. Belki yeni insanlarla tanışmak için fırsat olmuyor. Belki de ünlü olmanın getirdiği özgürlük kısıtlaması nedeniyle yeni ortamlarda bulunmak uygun değil.
*** Sizi özel kılan en belirgin özelliğiniz nedir?
Güven duyulan biri olmam sanıyorum beni özel kılıyor. Samimiyetim ve dürüstlüğüm her zaman takdir görmüştür.
*** Öyle misiniz yoksa mesleki taktiğiniz bu mu?
Mesleki taktik olsaydı elbette bir gün maskem düşerdi. 17 yaşından beri profesyonel olarak müzikle uğraşıp para kazanıyorum. Bunca yıldır rol yapıyor olsaydım mutlaka bir gün bir yerlerde açık verirdim. Başka bir iş yapıyor olsaydım da yine böyle bir kişiliğe sahip olurdum. Şarkıcı olmamış olsaydım işletme okumamdan dolayı sözü geçen bir yönetici olurdum.
*** Sizi çekilmez kılan en belirgin özelliğiniz nedir?
Bazı zamanlarda gereğinden fazla alıngan olabiliyor, içime atabiliyorum. Sonra bir anda da patlayabiliyorum. Sanıyorum o anlarımda karşımdaki insanlar için en çekilmez özelliğim budur. Bunun yanı sıra bir de çok meraklıyımdır, kurcalamayı severim. Bu özelliğim de beni çekilmez kılabiliyor.
*** Bir kadın olarak kendinize 10 üzerinden kaç puan verirsiniz?
9.5’tan 10 veririm.
*** 0.5 puan neyi tanımlar?
Benim de o kadar eksiğim, kusurum olsun. Asla söylemem o kusuru.
*** Siz sevimli misiniz yoksa dişi mi?
Zorlayıp dişi olmaya çalışsam da sevimli bir tip olduğumu düşünüyorum. Çevremdekiler de öyle söylüyor. Aslında sevimlilik de bir dişiliktir. Ayrıca sevimlilik de bir yere kadar. 30’umdan sonra insanlar dişi tarafımı da görsün istiyorum. Hoşuma gider.
*** Sizin hep güler yüzlü ve mutlu biri olarak görüyoruz. Gerçekten öyle misiniz yoksa oynuyor musunuz?
Günün her saati mutlu olmak mümkün değil. Özellikle işimle ilgili bir aksaklık yaşıyorsam mutsuz olurum. Minimum 10 yıl daha bu işi yapacağım. Bu nedenle de mümkün olduğunca aksaklık çıksın istemiyorum. Ne var ki ‘Kimsenin derdi değil’ diye düşünerek mutsuzluğumu kimseye yansıtmam. Bunun dışında benim ve sevdiklerimin sağlıkları yerinde ve aç değiliz, açıkta değiliz. Bu nedenle de aslında genel anlamda mutlu biriyimdir.
*** Mutluluğunuzu kimler zehirler?
Sahte cümleler sarf eden, sahte davranışlarda bulunan insanlar zehirler mutluluğumu. Ne yazık ki çevrede böyle insanlar var. Böyle insanlardan koruyorum kendimi.
*** Neden 10 yıl sonra bırakıyorsunuz. Erken emeklilik sizin meslekte bulaşıcı mı oldu?
Minimum 10 yıl. Belki az söyledim. Biz 20 yıl sonra diyelim. 60 yaşından sonra inzivaya çekilirim diye düşünüyorum.
*** Teoman’ın erken emekliliğini nasıl yorumluyorsunuz?
Teoman benim arkadaşım. Kendi adıma ve hayranları için üzüldüm ama Teoman için sevindim. Teoman, gerek kişiliğinde gerekse müziğinde bir felsefeye sahip biri. İşini salt şarkı söylemek için icra etmiyordu. Sanıyorum anlatmak istedikleri yeterince anlaşılamadığı için artık işini yapmanın gereksiz olduğu kanısına vardı. Belli ki boşa kürek çektiğini düşünüp mutsuz oluyordu. Şimdi mutlu, bu nedenle de onun adına ben de mutluyum. Sonuçta hepimiz salt şarkı söyleyelim, para kazanalım derdinde olan insanlar değiliz.
*** Siz ne düşünüyorsunuz?
Elbette ben de insanların hayatlarını güzelleştirme derdinde olan biriyim. Amacım “Şarkı söyleyeyim, sahneden ineyim, para kazanayım” değil. Tavır ve davranışlarımla, söylemlerimle duruşumla insanların hayatlarına biraz olsun renk katmak istiyorum. İşimiz direkt insanların psikolojisiyle ilgili olduğu için aslında oldukça zor bir iş yapıyoruz. İlla ki yalın sözlerle direkt olarak değil de endirekt bir şekilde bizi dinleyenlere bir şeyler anlatmak istiyoruz. Anlatmak istediklerimiz yerine ulaşmıyorsa kendimizi iyi hissetmiyoruz. Teoman gibi bazılarımız materyalist olmadığımız için duygularımızın tükendiği anda iş bitiyor.
*** Sizin anlatmak istedikleriniz yerine ulaşıyor mu?
Bir belirleme yapmak için henüz erken. Ne var ki örnek alınabilecek bir kişiliğe ve yaşam tarzına sahibim. Neden sevildiğimi de iyi bildiğim için anlatmaya çalıştıklarımın yerine ulaştığını düşünüyorum.
*** Aslında ne anlatmak istiyorsunuz?
Çocuklar dahil hepimiz zor hayatlar yaşıyoruz. Hepimiz çeşitli dertlerle boğuşuyoruz. Bu nedenle benim anlamak istediğim “Ne olursa olsun, hayat güzeldir, zor günlerimiz olacaktır. Onlardan kurtulmanın tek yolu sabır ve mücadele. Ne olursa olsun birbirinizi sevin” bunları anlatarak hayatlarına pozitif eklemelerde bulunmak istiyorum.
*** İnsanlar sizi ve şarkılarınızı seviyor, albümleriniz ilgi görüyor. Peki bundan sonrası?
‘Her iyiden daha iyi olan bir iyi mutlaka vardır’ felsefesiyle hareket eden biriyimdir. Bu nedenle her yeni çalışmam bir öncekinden daha iyi olmalıdır. Bunun yanı sıra her geçen gün anlatmak istediklerim daha belirgin bir şekilde daha çok insana ulaşmalı.
*** 17 yaşında güzel ve deneyimsiz bir Bengü nasıl oldu da kendisini kurtlar sofrasının ortasında bulmaktan kurtardı?
Çok şükür eğitimli biri olduğum için hiçbir zaman beni kurtlar sofrasında bir güzel olmadım. Kenan’a vokal yaparken İstanbul’un en önemli yerlerinde sahneye çıktım. Haftanın 5 günü sahneye çıkardım ve bir kere olsun kimse bana asılamadı. Çünkü karşılık bulamayacaklarını bakışlarımla, duruşumla çok iyi anlatırdım.
*** Adı hiçbir sansasyona, skandala karışmadan en çok konser veren, albümleri iyi satan biri olarak meslektaşlarınız sizi seviyor mu?
Bilmem ki. Hep skandal var değil mi hayatlarında? Skandalların kimseye yararı olduğunu düşünmüyorum. Onlar da istemezler herhalde hayatlarında skandal olmasını. Ne var ki sadece şarkı söyleyip işini yaparak bir yerlere gelinebileceğinin en güzel kanıtı olduğumu düşünüyorum.
*** Şöhretin büyüsüne hiç mi kapılmadınız?
Şöhretim arttıkça daha mahcup biri olmaya başladım. Ayrıca şöhretin büyüsüne kapılınca nasıl yaşanır ki? Ne oluyor ki? Vuslatın bağına mı erişiliyor? Ayaklar yerden mi kesiliyor? Haz manyağı mı olunuyor? Ben bunları bilmiyorum. Allah bunca yıldır verdiğini bir saniyede alır da o zaman günümüzü görürüz. Bu nedenle hiç gerek yok. Şöhretli olmak ayrıcalıklı olmak demek değildir. Şöhretli olmak sorumluluğun daha fazla olmasıdır.
ÇOCUĞA DAHA VAR
*** Özel hayatınız ne âlemde? Evlenecek misiniz?
Şimdilik hayır, anne olmak istediğim zaman evlenirim. Çocuk doğurmak için de kendimi hazır hissetmem gerek. Çocuklarımı dadılarla büyütmek istemiyorum. Ben büyütmeliyim. Artık şartlar gereği kadınlar 35-36 yaşında doğum yapıyor. Sanıyorum ben de o vakitler çocuk sahibi olacağım.
*** İzmirli olmanızı da göz önünde bulunduracak olursak neden Sezen Aksu’ya değilde Kenan Doğulu ile tutundunuz?
Sezen Hanım ile tanışıyoruz ama hiçbir zaman kapısını çalıp da şarkı istemedim. Kendisi beni istemedi diye de bir durum söz konusu değil. Eminim ‘Bu şarkıyı Bengü çok güzel söyler’ diye düşüneceği bir şarkısı olursa bana verir. Sonuçta geniş yürekli efsane bir kadın. Kader, kısmet diyelim. İlk albümümü yaptığı için Kenan ilk ustamdır.
No comments:
Post a Comment