Son dönemde "O Ses Türkiye" yarışmasında giydiği adL markalı kıyafetleriyle beğeni toplayan Hadise, ilerde moda dünyasına girip kendi adıyla bir koleksiyon hazırlamak istiyor
“Sahnede bir giydiğini bir daha giymek profesyonelce değil” diyen şarkıcı, kilosu konusunda ise gayet hassas “Sesime, şovlarıma eleştiri yapamayınca görselliğe yorum yapıyorlar. Kilolu değilim, kendimi seviyorum” diyor.
* Öncelilkle, adL ile olan işbirliği nasıl ortaya çıktı?
"O Ses Türkiye" yarışmasıyla birlikte ortaya çıktı. Her hafta beraber çalışıyoruz. Stilistim olan kızkardeşim Derya konsepti üretiyor. Kumaş seçildikten sonra da bana sunuyorlar. Aslında her hafta hazır bir kıyafet giymek çok kolay ama yaptırmak, bunun için çalışmak zor. Haftada 2-3 kez kıyafet deniyorum; vakit alıyor. Sanki son 8-9 aydır sadece kıyafet deneyip çıkarıyorum; devamlı giyiyorum, çıkarıyorum... Manken oldum resmen. Hani mankenler hızlıca soyunup giyinir ya, ben de öyle oldum.
* Bir manken gibi 1-2 dakika içinde elbiseyi giyebilir misiniz?
Evet, ben çok hızlıyımdır. Çok da sabırlıyım. Hatta bir defasında, üzerimde kıyafet dikilirken ayna karşısında tam bir buçuk saat ayakta durduğumu hatırlıyorum.
* Mutlaka fikriniz soruluyor mu, yoksa kendinizi bir yıldır stilistliğinizi yapan kardeşiniz Derya’ya mı teslim ettiniz?
Yok, çok karışırım. Ben onay vermeden hiçbir şey yapılmıyor, çünkü ben giyeceğim. Derya’ya da çalışırken kızkardeşim gibi bakmıyorum, bir stilist olarak bakıyorum.
* Ne tarz elbiseler seviyorsunuz?
Günlük hayatta giymem ama sahnede ışıltılı şeyler seviyorum. Görkemli kıyafetler favorim.
* En sevdiğiniz renk?
Her rengi severim ama kırmızıya bayılırım.
* Bir star için kıyafet ne kadar önemlidir?
Fotoğraflarımda en çok kıyafetlerimi görüyorlar. Dolayısıyla üzerine çok çalışmak, doğru kıyafeti seçmek lazım. Ama seviyorum; işin eğlenceli kısmı kıyafetler bence.
* Bir gün kendi markanızı yaratır mısınız?
Evet; kendi markamı yaratmak, Hadise koleksiyonu çıkarmak çok isterim. Doğru anda mutlaka böyle birşey yapmak istiyorum.
Dekolteye sahnede “evet” ama günlük hayatımda “hayır” Sanki sadece oraya bakıyorlar gibi geliyor
* Size en çok yakışan kıyafetler hangileri?
Dar kıyafetleri çok seviyorum. Bana çok yakışıyor. Boy olarak da diz altı ya da çok kısa olmalı.
* Sahnedeki Hadise, evdekinden çok mu farklı?
Aynen. Sahnedeki Hadise ile evdeki Hadise arasında çok fark var. Sahnedeki Hadise; dar bir elbise giyen, saçları her zaman havalı bir kadın (saçlar havalı olmalı ki, tam moduma girebileyim). Fakat rahatlık çok önemli. Hem dar hem rahat olmalı kıyafetler. Kısacası sahnedeki Hadise daha iddialı. Sahnede giydiğim kıyafetleri asla günlük hayatımda giymem.
* Sahne dışında dekolte giyer misiniz?
Giymem. Hiç sevmiyorum, rahat hissetmiyorum. Sanki sadece oraya bakıyorlar gibi geliyor.
* Her kıyafetinize ayrı ayakkabı mı giyiyorsunuz?
Ayakkabılarımı özel yaptırıyorum ve çok sık değiştirmiyorum. Çünkü sahnede çok dans ediyorum. Bir defa sahnede düştüm. Çok korktum birşey olacak diye. Ayağımın kırılması 3-4 ay iş yapmamam demek. O kadar süre evde otursam depresyona girerim. Bir de benim çok büyük bir ekibim var. Üzerimde çok büyük sorumluluk var. Onlarca kişi benim sayemde para kazanıyor.
* Modayla ilgili misiniz?
Sıkı takip ederim ama yakıştığı sürece giyerim. Sadece moda diye birşey giymem.
* Asla giymem dediğiniz ne var peki?
Hiç “asla” demem.
* Vücudunuzda beğenmediğiniz bir yeriniz var mı?
Hayır, yok. Kendimizle barışık olmalıyız. Hepimiz manken olmak zorunda değiliz. Allah mankenleri bir şey için yaratmış. Onlar öyle doğmuş, çok uzunlar bir kere.
* Küçük hileler yapar mısınız; korse mesela?
Hiç yapmadım. Saklamak istediğim hiçbir yerim yok. Hiçbir zaman korse, daha sıkı tutan çorap vs. giymedim. Öyle şeylerle aram yok. Elbisenin altında çok fazla şey olsun istemem, kendimi daha kötü hissederim. Bir kıyafet olmuyorsa olmuyordur, başka elbise alırım.
´Converse ayakkabılar bana hiç yakışmıyor. İki defa gittim aldım ama olmuyor. Ayakkabılarımı giyemediğime üzülüyorum.´
"Bavulumu başkasına hazırlatmam; o benim özelim"
* Genel olarak bacaklarınızın ve basenlerinizin kalın olduğu, kilolu olduğunuz söyleniyor. Siz kendinizi kilolu buluyor musunuz?
Aynaya bakınca kendimi çok seviyorum. Kendimi kilolu da bulmuyorum. Bunlar boş şeyler, gereksiz yorumlar. Çünkü sesime, sahne şovuma, danslarıma hiçbir zaman kimse eleştiri yapamadı. Bunların elimden geldiğince en iyisini yapıyorum. Birşey bulamayınca görselliğe yorum yapıyorlar. Çünkü insanlar eleştirmeyi çok seviyorlar. Benim hakkımda, burnuna estetik yaptırdı, orasını burasını yaptırdı da diyorlar. Ayrıca kilo alırım da, veririm de; kime ne? Gereksiz konular bunlar... Meyve veren ağaç taşlanır,bunu devamlı aklımda tutuyorum.
* Kıyafet delisi olduğunuz doğru mu? Bir giydiğinizi bir daha giymiyormuşsunuz...
Doğru. Sahnede bir giydiğimi bir daha giymem. Bunu yapmam, çünkü profesyonelce değil.
* O kıyafetler ne oluyor?
Saklıyorum. Evde bir giysi odam var. Kıyafet organizasyonunu da ben yapıyorum, başkasına hiç bırakmam. Bavulumu da başkasına asla hazırlatmam. Çünkü özelimi kimseyle paylaşmam.
"Annem, kardeşim bile ne kadar param var bilmezler..."
* Alışveriş sever misiniz?
Arada sırada. Alışveriş canavarı kadınlardan değilim, her hafta mağaza gezmiyorum. Çok enerjimi alan, beni çok yoran birşey. Bazen kardeşim Derya benim için alışveriş yapıyor.
* Aylık kıyafet harcamanızın 20 bin Euro olduğu yazıldı. Doğru mu?
Benim için önümüzdeki dört ayda 62 konser verecek diye de yazıldı. Evet, çok teklif geliyor ama yüzde 40’ını redediyorum. Benim işim sadece konser vermek değil çünkü. Bu 20 bin Euro meselesine gelirsek... Kim benim hesabımı biliyor, kim benim nereden alışveriş yaptığımı biliyor? Ben ne annemle, ne kardeşimle para konusu konuşmam. Bunlar özel konular, bir ben bir de bankacım bilir, o kadar... Hem böyle saçma sapan rakamlar veremem kıyafetlere. “Yok” nedir çok iyi bilen bir insanım. Genç yaşta çalışan, okurken kendi harcamasını kendi yapan biriyim, 1 TL’nin bile değerini biliyorum. Hayatta 10 ayakkabı birden almam. En pahalısı, en kalitelisi demek değil. Acırım o paraya, yapamam. Hayat gidip sadece marka ayakkabılar almak değil. Yoksa Allah birgün o yolunu keser; Allah korkusu var bende.
* Yatırımlarınızı nerelere yapıyorsunuz?
Yatırımımı daha çok işime yapıyorum. İşimle ilgili herşeyin en kalitelisini sunmak istiyorum.
"Egosu olan erkekler benden uzak dursun"
* Son röportajımızda, aşk yok demiştiniz. Hâlâ mı yok?
Heyecan hep var diyeyim yine.
* Bir erkekte en dayanamadığınız şey?..
Egosu olması. Egolu erkekler benden uzak dursun.
* Erkekte fiziksel özelliğe bakar mısınız?
Hiç bakmam.
* Peki maddi duruma?
Öyle bir durum yaşamadığım için yorum yapamayacağım. Önemli olan mutluluk. Ama erkek erkek olmalı; kadın da kadın olmalı. Kadın, ilişkide erkeğin rolünü almamalı.
"Köye gitmek isterim"
En sevmediğiniz özelliğiniz: Çok sabırsızım.
En sevdiğiniz yeriniz: Saçlarım. Bir de parmaklarımı çok beğenirim. Uzun tırnak seviyorum.
En sevmediğiniz yeriniz: Yok, her yerimi seviyorum.
En sevdiğiniz yemek: Tarhana çorbası.
Parfümünüz: Marc Jacobs’ın son çıkan parfümü.
En sevdiğiniz yer: Annemin köyü; Sivas’taki Yavu köyü. Köyleri seviyorum. Vaktim olsa Türkiye’nin köylerini ziyaret etmek isterim.
Ne yapmadan ölürseniz gözünüz açık gider: Annemi çok mutlu, huzurlu edemezsem... Benim annem babam, ben küçükken boşandı ve her şeyi annem tek başına yaptı. Hayatımda en değer verdiğim kişi annem; onu mutlu etmek en çok istediğim şey.
´Özel alanıma girilmesinden çok rahatsız oluyorum. Evimi, yatak odamı kameralara açmam.´
No comments:
Post a Comment