Saturday, July 9, 2011

"Önce ben yaptım diğerleri taklit'' (Özel Röportaj)

Uzun zaman önce farklı müziği, sesi, dansıyla hayatımıza ani bir giriş yapan ve hızla zirveye çıkan Nez kabuğundan çıktı. Dört parçalık üçüncü albümünü çıkaran Nez yokluğunda gün yüzüne çıkan rakiplerinin taklitten öte olmadığını söylüyor


Röportaj: Çağnur HATİPOĞLU

“Ticari kaygılara kapılıp sık albüm çıkartmadım. Ne çakma Madonna’yım ne tarz derdindeyim” diyor. Müziğe verdiği arayı “Üretmek için biraz kaybolmak gerekir” şeklinde tanımlayan Nez öylesine iddialı ki “Eurovision’a gidersem kesin birinci olurum” diye konuşuyor.

2002’de ‘Turkish Delight’ adlı grupla çıktın ortaya. Gazeteci Hıncal Uluç’un seni Q Jazz Bar’da izlemesi ve köşe yazısında bahsetmesi hayatında dönüm noktası oldu.

O dönemde çok şanslıydım, çünkü destekleniyordum. Güzel bir şey yapmıştık; kimsenin parçalarını okumuyordum, sıfırdan yaptığımız bir projeydi. Ben 2002’de albümümü çıkardım. Ama daha albümüm yokken popülaritesi olan biriydim. 2002’de ‘Nez’ adlı albümümle çıkış yapmadan önce grubumla şarkı söylüyor, dans ediyordum.

İlk yapımcın Erol Köse idi değil mi?

Evet. Eski yapımcılarımla hâlâ görüşürüm. Zamanında canımı acıtmış olsalar bile özür dilemişlerdir, ben de olgunlukla karşılayıp sorunları geride bırakmayı bilmişimdir. Basın da bana çok iyi davrandı. İşim iyi olmasa basın beni aramazdı. Biriyle beraber olarak albüm sattırılacağına inanmıyorum. Bir gün telefonum çalmasın, ben bu işi bırakırım.

Müziğe 9 yıllık arayı niye verdin?

İnsanlar o kadar alışmış ki her sene albüm çıkaranlara, albüm yapmayıp birazcık başka işlere yönelenlere “Yoktu”, “Neredeydi?” lafları ediliyor. Ben Haluk Bilginer ve Özkan Uğur’la iki dizide rol aldım. Kendimi oyunculuğa adadığım için müzikten uzak kalmıştım. Sonra yine kaldığım yerden müzik üretmeye, yazmaya, çizmeye devam ettim.

Bu camiaya küsmüş gibisin. Neden?

Küsmem çok normal. Hepimizin yaşadığı toz pembe gözüken bir camia var. Ama aslında hiç öyle değil. İlk defa albüm çıkaranların başına benim yaşadıklarım gelmiştir.

Kabuğuna çekilmeni sağlayan neydi?

Kabuğuma çekilmedim aslında. Aksine film müzikleri ve reklam cıngılları yaptım. Son olarak Sinem Kobal ve Engin Altan Düzyatan’ın oynadığı ‘Romantik Komedi’nin tüm film müziklerini ben yaptım. Ama bakın; popüler kültür hızlıdır, sizi alır, yorar. Senin o hıza tekrar ulaşman için durup kendine gelmen gerekir. Üretmen için biraz yok olman gerekir. Sürekli üretim yapamazsın. Ben 24 saat şarkı söyleyen ya da 24 saat resim çizen bir sanatçı görmedim. Benim de ticari kaygılarım olsa sürekli albüm çıkarırdım ama o tarz endişelerim yok.

Önce göklere çıkartılıp sonra aranmamak seni küstürmedi mi?

İlk çıkışım muhteşemdi. Tabii burada Erol Köse’yi tebrik etmem gerekiyor. Erol Köse, daha önce de söyledim gibi bir müzik dehasıdır. Kimin çıkış yapacağını çok iyi bilir. Şunu net olarak söyleyebilirim; Türk müzik tarihinde gelmiş geçmiş en iyi çıkış yapan kadın sanatçı benim. Albümüm yokken Q Jazz Bar’da 3 ay sonrasına bile rezervasyonların dolu olması ya da Fatih Terim, Tarkan, yazarlar, sporcular gibi camiadan aklınıza gelebilecek herkesin beni dinlemeye gelmesi buna işaretti. Yine bütün ana haber bültenlerini işgal eden haberlerim vardı. Üstelik bunlar olurken albümüm yoktu. Herhalde albümü olmayıp Rumeli Hisarı’nda konser vermiş tek sanatçı benim.

Şimdi çıkış yapmak daha mı kolay?

Şimdiki arkadaşların işi çok daha zor. Mutlaka farklı bir şekilde kendilerini göstermek zorundalar.

“1.5 milyon dolara yüzüm sigortalandı”

Bir kozmetik firmasının yüzü olduğun ve yüzünü sigortalattığın doğru mu?

Evet, yurt dışında Babor markasının yüzü seçildim. 180 ülkede distribütörlüğü olan Babor markasının Amerika’daki yüzleri Catherina Zeta Jones ve Angelina Jolie. Almanya’da da Heidi Klum markanın yüzü olmuş. Türkiye’den, aralarında oyuncular, mankenler ve ünlü şarkıcıların olduğu yüz seçiminde son bir eleme yapıldı ve benim yüzümü seçtiler. Yüzümün altın oranına sahip ve estetiksiz olması bu sonuca yol açmış.

Yüzünü kaça sigortaladılar?

Bir buçuk milyon dolara. Yüzüme bir sene boyunca iyi bakmak zorundayım. Güneş yanığı veya tek bir leke bile olmamalı.


Eurovision’da birinci olurum’

Yeni albüm, marka yüzü... Gerçekten de albümünün ismi gibi “Nez zamanı” mı?

Meyvaları topluyorum. erovisyonturkiye.com’da da 20 bin üye, Eurovision’a katılmam için oy veriyor. Bu, beni çok heyecanlandırıyor.

Teklif gelse hazırsın yani...

Hiç düşünmeden kabul ederim. İnsanın ülkesini temsil etmesi gibi güzel birşey yok. Gidersem kesinlikle birinci olup gelirim, bu kadar iddialıyım. Bu sene yarışma Azerbaycan’da olacak. Fakat herkesin anlayacağı dilde söylemeli şarkıyı. E biliyorsunuz, ben İngiltere’de doğdum. Müzik ise bizim kültürümüzde olmalı. Göbek şov değil de folklorik hareketler sergilemeli. Gerekirse zılgıtını da çekersin, davul-zurnanı da koyarsın, işte bu sentezdir. Güveniyorum kendime. Canlı şarkı söylemek ve dans konusunda ustayım. Herkes şarkı söyleyebilir, herkes dans edebilir ama bunu birlikte yapmak herkesin harcı değil.

‘Atiye ve Hadise kopyam olamaz’

Senin tarzını andıran Hadise ve Atiye senin yeni zaman kopyaların mı?

Hiç biri benim kopyam olamaz, çünkü ben Nez’im, yaptığım farklı. Hepsini destekliyorum ama bir gerçek var, üzgünüm, önce ben yaptım, siz devam ediyorsunuz. Benim gibi 10 yıl sonra yeniliklerle dolu bir albüm yaparsanız saygım artar.

Hadise ile Atiye’nin müzik ve dans tarzının seninkine benzediğine inanıyor musun?

Geçenlerde Erol Köse twitter’da “Atiye ile Hadise’nin vokal tarzı ve dansı, Nez’in on yıl önce yaptığıdır. Onun yolunda gidiyorlar” diye yazmış. Benim için çok önemli bir yazıdır bu. Ama bu sözden sonra, karşı tarafın fanları gün içinde bombardımana tuttular. Şunu unutmasınlar ki burada kötü bir şey yazılmıyor. “Evet, bu kız yaptı” demek yerine, bizim üstümüzden reklam yapıyor, “Bugüne kadar yoktu, ne oldu” gibi laflar ediyorlar. Bunları geçelim arkadaşlar; köstek değil destek olalım. İnsanları hemen unutmayalım. Bırakın, halk bunu takdir etsin. ‘Atiye ve Hadise kopyam olamaz’

“Evet ukalayım, kusura bakmayın”

Camiaya dönüşünde sorunlarla karşılaştın mı?

Geçenlerde bir menajer benim menajerime, onlara göre uyarı, bana göre tehdit olan bir şey söylemiş. Neden? Çünkü biz bu piyasaya geri geldik, gayet de iyi gidiyoruz. Onun fanları bana, benimkiler ona sataşmış... “Bu ne?” diye uyarıda bulunmuş. Bunları geçelim. Artık bundan sonra ne kendime ne aileme ne fanlarıma kesinlikle laf kondurtmam. Bu işe yıllarımı verdim. “Nez ne yapıyor, bir dans ediyor, bir poposunu sallıyor” diyorlar. Artık yemezler. Bu iş böyle değil.

Nez denince neden hâlâ aklımıza popo geliyor?

Yakın zamanda bir televizyon programında yine poponla ilgili izleyici telefonu aldın. Jennifer Lopez denince akla gelen ne vardır?.. İstediklerini desinler, tamamen kıskançlık olarak görüyorum. Bu kadar da ukalayım, kusura bakmasınlar. Ne çakma Madonna’yım ne de tarz yapma derdindeyim.

Sessizce evlenip ayrıldın. Artık gecelerde yoksun.

Bu olayı saklayamazsınız. Gece hayatına uyamıyorum. İnsanların gezme enerjisine hayranım. Ama ben en fazla arkadaşlarımla balık yemeğe giderim.

Tekrar evlenmeyi düşünüyor musun?

Evliliğe sıcak bakıyorum. İnsanın bir ömrü beraber geçirmek istemeleri çok güzel. Doğru insanı bulduğumda aile kurmak... Neden olmasın?..

Twitter’da yazıyor musun?

Evet. Nez7979 hesabında 1000 kişilik fan grubum var. Ama yeni piyasaya çıkanların fanlarının karşısında benimki çok az. Tweet olayını yarış gibi görmüyorum. 24 saatimi yazarak geçiremem. Benim fanlarım, zaten ona buna laf atacak kişiler değiller.

Çok zayıflamış görünüyorsun. Nedir bunun sırrı?

Aslında son bir aydır konserlere gitmek epey zayıflattı. Heyecandan yemek yiyemiyorsunuz. Spor yapamıyorum, sadece yürüyüş... Bir de dışarıda fazla yemem, ev yemeklerini tercih ederim. Fast food’dan uzak bir beslenme tarzım var. Alkol alan biri de değilim.

No comments:

Post a Comment