Wednesday, August 8, 2012

Kâbe'ye büyük saygısızlık!

Kâbe'ye büyük saygısızlık!
Kabe'nin etrafını saran gökdelenler büyük tepki alıyor. Kabe'nin dört bir tarafı şantiyeye döndü.


11 Ayın Sultanı Ramazan-ı Şerif’in gelmesiyle kutsal topraklara giden milyonlarca Müslüman, bu ayı ibadetlerle dolu büyük bir halkaya dönüştürüyor. Mekke’de Kâbe’yi, Medine’de Hz. Muhammed (S.A.V)’i ziyaret edenler, ellerini semaya kaldırıp, yaratandan af ve mağfiret diliyor.

Bizler de bu sevgi selinden bir nebze de yararlanmak adına Umre ziyaretinde bulunduk. İlk deneyimimizin Ramazan ayında ve kavurucu sıcaklara denk gelmesi bizleri zorlasa da, bizleri en çok manevi değerlere yapılan saygısızlık yordu, büyük ölçüde üzdü.

Mekke denilince akla Kâbe gelir ama artık bu düşünce biraz değişmiş gözüküyor. Saat kulesini gören Mekke’ye girdik’ diyor. Şehre girip, Kâbe-i Şerif’in minarelerini arayanlar büyük hayal kırıklığı yaşıyor. Nedeni ise ilk bakıldığında Kâbe’nin minarelerinden çok Kâbe’nin etrafında dikilen gökdelenler göze çarpıyor.

İslam’ın odak noktası, Müslümanların Kıblesi Kâbe, ne yazıktır ki şu an gökdelenlerin çirkin görüntü istilasına uğramış durumda… “Kâbe’ye sıfır, yatak odanızdan Kâbe’yi görüyorsunuz” şeklinde satış yöntemleriyle müşteri çeken oteller para basıyor. Otellerin çirkin görünümü ise birçok kesimin tepkisini almış durumda...

OTELLER CEP YAKIYOR

Bu otellerde konaklamak cep yakıyor. Örneğin Kâbe’yi gören otelde bir günlük konaklama fiyatı 300 ila 600 TL arasında değişirken, Kâbe’yi görmeyen örneğin 600 metre uzaklıktaki otelin bir günlük konaklama fiyatı 100-300 TL arasında değişiyor. Ancak bu otellerde bir gün kalabilmek çok zor… En az 7-10-30 gün konaklamanız gerekmekte…

HERKES RAHATSIZ

Bir çok kesim otellerin Kâbe’nin etrafını sarmalamış olmasından rahatsızlık duyuyor.
Kâbe’de tavaf yaparken, huşu içinde ibadet yapmak isteyenler her tavafta gökdelenleri görebiliyor. İbadetin zorlaştığına dikkat çeken umreciler ise, ibadeti gereğince yapamadıklarından ve kendilerini veremediklerinden yakınıyor.



BÜYÜK TEPKİ

Kapitalist bakış, insanların ibadet etmelerini engelliyor.

Kime sorduysak, aynı cevabı aldık: “Çok kötü görünüyor ve Kâbe’nin yanında olmasın, en azından çevresinde olmasın… Şehre gelenler buraya gökdelenleri görmek istemiyor, ibadetini yapmaya geliyor. Dolayısıyla Mekke’de Kâbe-i Şerifi ve minarelerini görmek istiyoruz.”

Sizce haklı değiller mi? Sonuna kadar haklılar… Aynı duyguları biz de yaşadık.

Bu gökdelenleri gördükten sonra aklımıza ‘Fil Vakası’ geldi.

Yemen Valisi Ebrehe, Kâbe ziyaretçilerini çekmek ve San’a şehrini ticaret merkezi haline getirmek üzere Habeşistan’da, ‘Kulleys’ denilen bir tapınak(kilise) yaptırmıştı. Amaç, Mekke’ye giden büyük akışı ve ticareti durdurmaktı ama Yemen Valisi Ebrehe ve ordusu, Kâbe’yi yıkmak üzere yola çıkmış, yolda ise Yaradan’ın emriyle Mekke’de Mina ve Müzdelife arasındaki bölgede Ebabil kuşlarının saldırısına uğramıştı. Kâbe’yi yıkacak olan filler de Allah’ın emriyle diz çökmüş, yerinden kalkmamıştı. Evet, Ebrehe’nin bu planı tutmamıştı.

Bu hadise M.S 571 yılında cereyan etti ancak asırlar sonra bu gökdelenlere tanıklık ettiğimizde aklımıza Ebrehe’nin bu ticari hırsı ve kötü mü kötü kokan para tutkusu geldi.

Şimdilerde yeni Ebrehe orduları sizce halen yaşamıyor mu? Bu gökdelenleri oraya dikenlerin veya dikmek için izin verenlerin sizce Ebrehe’den farkı nedir? Kararı siz verin…

Son söz şu; bir an önce Kâbe çevresindeki gökdelenler yıkılmalı, Kâbe-i Şerif’in önü açılmalı, bunlara Kabe’ye sıfır değil, biraz uzak bir tarafına yapılmalıdır. Aksi takdirde artık Ne Kâbe’yi, ne de minarelerini görebilir duruma geleceğiz…



Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (S.A.V)’in doğduğu ev ise virane bir şekilde… Hiçbir özen ve saygı gösterilmiyor.



Batılı yapıları andıran gökdelenler Kâbe’ye tepeden bakıyor… Kâbe-i Şerif artık bu gökdelenlerin arasında kaybolmuş durumda...
Kabe'de tavaf ederken, Kabe'ye tepeleme bakan bu yapıları görüyorsunuz...



Kabe'nin etrafı yine onlarca şantiyenin gölgesinde...



YARIN: PEYGAMBER EFENDİMİZİN GİRDİĞİ MAĞARAYI ÇİMENTOYLA KAPATTILAR...

No comments:

Post a Comment